Baba ile çocuk ilişkisi çocuğun geleceği için belirleyici
Taklit ederek öğrenen çocuklarımız için ebeveynlerin aile içindeki davranışları, çocukların kişisel gelişimi üzerinde büyük rol oynuyor. Dünya değişiyor, ülkemizde kadın ve erkek rolleri arasındaki derin sınırlar kalkıyor, dolayısıyla çocuk baba arasındaki ilişki olumlu anlamda gelişiyor. Ailede “baba” figürü, çocuğun ruh halinin şekillenmesinde en önemli etkenlerden biri. Şiddet gösteren bir baba, çocuklarının da şiddete eğimli bir şekilde yetişmesine neden olurken, gücünü sevgisi ile gösteren baba ise çocuklarının sevgi dolu ve özgüvenli bireyler olarak yetişmesini sağlıyor.
Çocuğun ilk modeli: Anne ve baba
Çocuğun hayatında ilk örnek aldığı kişiler anne ve babasıdır ve çocuklar ebeveynlerini taklit ederek ve ebeveynleri gibi olmaya gayret gösterir.
Evde sorunlar karşısında şiddete uğrayan bir anne varsa eğer, erkek çocuk da sorun çözme yönteminin bu şekilde olduğunu öğrenir ve kendi kurmuş olduğu ailesinde de benzer şekilde davranışlar sergileyebilir. Kız çocuk için ise erkeklerin güvenilmez, zarar verici bir cinsiyet olarak algılanması ve adil dünyaya karşı olan temel güvenini yitirmesine neden olabilir. Babadan göremediği sevgi ve şefkati görmek için, kendinden yaşça büyük kişilerle duygusal ilişki kurarak sağlamaya yönelebilir. Koruyan, kollayan, gücünü şiddet ile gösteren değil de, sevgi ile perçinleyen bir babanın evlatları da kendi kuracakları yuvada benzerlerini gösterecektir. Bu da aslında dünyanın daha yaşanılabilir olmasında biz ebeveynlerin rolünün ne kadar büyük olduğunu göstermektedir.
Çocuk, dış dünyayı ilk kez babası ile fark ediyor
Bebeğin dünyada bir başkasının da olduğunu fark ettiği ilk kişi “baba” dır. Çoğunlukla bu anne olarak bilinir fakat bebek kendisi ile annesini bir ‘bütün’ olarak görür. Dolayısıyla babanın aktif varlığı, dış dünyaya karşı ilk tanışmayı, haliyle dünyanın güvenilecek bir yer olduğunu ona gösterir. Diğer insanların varlığı, babadan almış olduğu sevgi, olumlu iletişim ve koşulsuz kabulle paraleldir.
Baba ile iletişimi olmayan çocuk, paylaşmayı öğrenmekte güçlük çekiyor
Aile içinde tek iletişimi anne ile olan çocuğun paylaşmayı öğrenmekte güçlük çekmesi doğaldır. Çocuk kendisini anneden ayrı bir birey olarak görmeye başladığında, ilk paylaşım baba ile birlikte anneyi paylaşmaktır. Kardeş olduğu zaman paylaşım öğrenilmekten ziyade, olumlu aile ilişkilerinin kurulduğu, sevgi haritalarının oluşturduğu bir aile de pek tabii paylaşımı öğretecektir. Freud’a göre cinsel kimliğin gelişimi 6 yaşa kadar tamamlanmaktadır. Bu yaşlar içerisinde erkek çocuk babayı, anneyi elde etmek için rakip olarak gördüğünü ifade eder. Fakat babaya olan sevgisi ve onu daha güçlü bir figür olduğunu düşünmesiyle birlikte ‘özdeşim’ kurma başlar ve rekabet yerini hakikatle doldurur. Yine aynı kuram, anneden güveni, babadan güç ve kontrolü öğrendiğini iddia eder. Bu kontrolün sağlayacağı ilk figürün yani babanın tutarsız davranışları, gelecekte kuracağı ilişkileri de zedeleyecektir.
Baba ile kurulan sağlıklı ilişki, ruh halini iyileştiriyor
Baba ile kurulan sağlıklı ilişki ile sağlıklı bir ruh halinin meydana gelir. Sadece çocukluk dönemi değil, yetişkinlikte de iletişimin kuvvetli olması birçok sorunun üstesinden gelmeye yardımcı olmaktadır. Her zaman desteğini, varlığını hissettiren, koşulsuz sizi kabul edecek birinin olduğunu bilmek, olumsuzluklar içerisinde de babadan duyulacak olan ‘yanındayım’ kelimesinin ne kadar büyük anlam taşıdığını unutmamak gerek…
Babadan takdir görmek, çocuğun özgüvenini artırıyor
Her çocuğun gözünde baba güçlü, her işin üstesinden gelen, dünyanın en zeki insanıdır. Babayı bu kadar kutsallaştırmış biri, ondan takdir gördüğü zaman girmiş olduğu her işinde ‘üstesinden gelebileceği’ mesajını alır. Bu durum çocuğun kendine olan güvenini artıracağı gibi, hem sosyal hem de akademik yaşantısında sonuçlarını görecektir.
Özgüveni düşük olan kişi, mutlu olamıyor
Özgüven ve mutluluk kavramlarının birbiriyle paraleldir. Özgüveni düşük olan birinin mutlu olması pek mümkün değildir. İnsanı nelerin mutlu ettiğini bir düşünelim; mesleki veya akademik başarılar, olumlu sosyal, duygusal ilişkiler en temelleridir. Haliyle özgüven sahibi olan kişi, mutluluğun da anahtarını edinmiştir.