Lohusalar neden kırmızı kurdele takar?

0
Lohusalar neden kırmızı kurdele takar Yeni doğum yapmış kadına neden kırmızı kurdele bağlanır? Kırmızı kurdele neyi simgeler? Lohusaların saçına neden kırmızı kurdele takılır? Doğum Sonu Dönemde Yapılan Geleneksel Uygulamalar al basması al karısı

Lohusalar neden kırmızı kurdele takar?

Anadoluda doğumdan hemen sonra uygulanan geleneksel uygulamalardan birisi olan “Lohusa kadınların kırmızı kurdele takması” neden başlamış diye benim gibi merak ediyor olabilirsiniz.

Lohusa kadınların kırmızı kurdele takmasının nedeni: Lohusa kadın ve yeni doğmuş bebeklerin dünya kurulduğundan beri kadim düşmanı olan Alkarısı yani Lilith. Yeni doğum yapmış kadına kırmızı kurdele bağlanmasının sebebi Alkarısı Lilith’den korunmak içindir.

Lohusa Kadınların Kırmızı Kurdele Takma Geleneği ve Al karısı ile Lilith Efsanesi

Anadolu’da doğumdan hemen sonra uygulanan geleneksel ritüellerden biri, lohusa kadınların kırmızı kurdele takmasıdır. Bu geleneğin ardındaki sebepler, kadim inanışlara ve mitolojik figürlere dayanır. Eğer siz de bu gelenek neden başladı diye merak ediyorsanız, bilin ki bu, kadim çağlardan beri insanları korkutan ve doğumla ilgili tehlikeleri simgeleyen bir varlıkla, yani Al karısı ya da Lilith ile bağlantılıdır.

gögüs ucu yarasına ne iyi gelir Gögüs ucu yarasına ne iyi gelir Kadınlar Kulübü meme başı çatlağı en iyi göğüs kremi gogus ucu catlaklari

Lohusa Kadınların Kırmızı Kurdele Takması ve Korunma İnancı

Lohusa kadınlar, kırmızı kurdele takarak, hem kendilerini hem de yeni doğmuş bebeklerini korumaya çalışır. Bu inancın temelinde, halk arasında “Al karısı” veya “Lilith” olarak bilinen bir varlık yatar. Al karısı, yeni doğmuş bebeklere ve lohusalara zarar vermekle tanınan, korkutucu bir figürdür. Bu varlık, eski Türk halk inançlarında bebekleri öldüren, annelere zarar veren kötü bir güç olarak kabul edilir. Kırmızı renk, özellikle bu tür karanlık varlıklara karşı bir uyarı ve savunma olarak görülür.

Lilith: Kadim Mitolojinin Kötücül Kadın Figürü

Lilith, Yahudi ve Babil mitolojilerinde yer alan, adeta karanlık bir figürdür. Babil’in kadim mitolojisinde güçlü ve korkulan bir fırtına tanrıçası olarak tasvir edilen Lilith, daha sonra şeytani bir varlık halini almıştır. Sümer efsanesine göre, Lilith, ilk insan Adem’in eşi değil, ondan önce yaratılan bir melektir. Tanrı, Adem için Lilith’i yarattığında, Lilith özgürlüğüne düşkün bir karakter olarak, Adem’in egemenliğini kabul etmemiş ve ondan ayrılmayı tercih etmiştir. Bu isyanı, onun Tanrı’nın huzurundan kovulmasına sebep olmuştur.

Lilith’in efsanesinin en korkutucu kısmı, annelikle olan ilişkisidir. Kadim inançlara göre, Lilith doğumdan sonra bebekleri öldürür ve lohusa kadınları hedef alır. Bu nedenle, lohusa kadınların yalnız bırakılmaması ve onları korumak için çeşitli ritüeller uygulanır. Kadınlar, başlarına kırmızı bir kurdele takarak, Lilith’in onları ve bebeklerini hedef almasını engellemeye çalışır. Kırmızı renk, kötü ruhları ve kötü enerjileri uzak tutan bir “korunma” simgesi olarak görülür.

Lilith’in efsanesi, onun Adem peygamberi terk etmesinden sonra karanlık bir yolculuğa çıktığını anlatır. İlk yaratılışında, Tanrı tarafından Adem’e eş olarak yaratılmıştır, ancak Lilith, Adem’in egemenliğini kabul etmeyerek, ona itaat etmeyi reddetmiştir. Bu isyanı nedeniyle cennetten kovulmuş ve özgürlüğünü seçmiştir. Tanrı, onu meleklerle geri çağırsa da, Lilith isyanını sürdürmüş ve geri dönmeyi kabul etmemiştir. Kendisini özgür hisseden Lilith, sonunda Kızıldeniz’e yerleşmiş ve burada, mitolojilerdeki gibi, korkutucu ve karanlık bir figür olarak ortaya çıkmıştır. Kızıldeniz’de, Lilith, burada evlenip çocuklar doğurmuş, ancak onun isyankâr doğası, Tanrı tarafından cezalandırılmasına yol açmıştır. Tüm çocukları tek tek öldürülmüş, ve bu trajik olay, Lilith’in intikam arzusunu daha da pekiştirmiştir.

Bu travmanın etkisiyle Lilith, insan çocuklarına zarar vermek üzere yemin etmiştir. Yaratılışından ve kaybettiklerinden duyduğu öfke, onu insanoğlunun bebeklerini hedef alan bir “bebek katili”ne dönüştürmüştür. Geleneksel inanışa göre, Lilith, özellikle yeni doğan bebekleri hedef alır; erkek çocukları doğumlarının sekizinci gününde, kız çocukları ise yirminci günlerinde onun hedefi olur. Bu yüzden, halk arasında lohusa kadınların ve bebeklerin korunması için alınan önlemler, bir tür Lilith’e karşı bir “savunma” olarak ortaya çıkmıştır. Kadınlar, kırmızı kurdele takarak, bu kötü varlığın etkilerinden korunmaya çalışır. Kırmızı renk, Lilith’in kötü niyetini engelleyen ve ona karşı bir tür sembolik savunma görevi görür.

Lilith’in bu intikam alma arzusunun halk arasında bir korku ve tedirginlik yaratmasının ardından, çeşitli korunma yöntemleri de geliştirilmiştir. Lohusa kadınlar, yalnız kalmamalı, evin içinde sürekli bir nöbet tutulmalı ve başlarında koruyucu figürler bulunmalıdır. Kırmızı renkli nesneler, özellikle bu tür tehlikelerden korunmak için sıkça tercih edilir.

en iyi bebek şampuanı egzamaya iyi gelen bebek şampuanı en temiz içerikli organik bebek şampuanı en kaliteli bebek şampuanı annelerin tavsiye ettiği bebek şampuanı çocuk doktorlarının tavsiye ettiği bebek şampuanı

Al karısı: Türk Mitolojisindeki Lilith Benzeri Karakter

Türk mitolojisinde, Al karısı, Lilith ile benzer özellikler gösteren, korkulan bir figürdür.

Türk mitolojisinde önemli bir yeri olan, bugün de varlığını sürdüren Al Karısı, mitik bir karakter olarak farklı isimlerle anılmaktadır. Bu isimler “Al Karısı, Albastı, Al kızı, Al anası, Al avradı, Albıs, Almış, Alpas, Alpata, Albalı, Hal Karısı, Hal henesi, Albaslı Katın, Alapar, Almaştı, Albarstı, Alvastı, Albaslı” olarak halk arasında anılmaya devam etmektedir. Bu karakterin “Kara Albastı, Kırmızı Albastı ve Sarı Albastı”18 olarak üç farklı türü olduğuna inanılmaktadır. Karası ciddi ve olgun, kırmızısı insanlığın anası ve sarısı ise şımarık ve şarlatandır.

Al karısı, özellikle doğum yapmış kadınları ve bebekleri hedef alır. Halk arasında, Al karısı’nın bedeni büyüleyici bir şekilde devasa, uzun parmaklı ve korkutucu olarak tasvir edilir. Her ne kadar farklı bölgelere göre şekilleri ve adları değişse de, Al karısı’nın temel özelliği, bebeklerin ciğerini yiyerek onların ölümüne sebep olmasıdır. Aynı şekilde, lohusa kadınların da yalnız kalmalarına izin verilmez çünkü Al karısı’nın onları yalnız yakalamak için fırsat kolladığına inanılır. Bu nedenle, lohusa kadınlar kırmızı renkli giysiler veya nesneler taşıyarak Al karısı’ndan korunmaya çalışır.

Al karısı’ndan korunmak için, kadının bulunduğu odada ateş yakılır ve başına bir erkek giysisi, genellikle bir gömlek ya da şapka giydirilir. Bu uygulamalar, Al karısı’nın kötü etkilerinden uzak durmasını sağlamak amacıyla yapılır. Ayrıca, evde demir bir eşyanın (makas, bıçak gibi) bulundurulması da bir başka korunma yöntemidir. Al karısı’nın kötücül etkilerini uzaklaştırmak için, halk arasında farklı tedavi yöntemleri de mevcuttur. Şamanlar ve ocaklı kişiler, Al karısı’nın musallat olduğu kişiyi iyileştirme amaçlı ritüeller uygularlar.

Kırmızı Kurdele ve Koruma Ritüeli

Lohusa kadınlar, bu tür tehlikelerden korunmak amacıyla kırmızı kurdele takarlar. Kırmızı renk, doğrudan kötü ruhları, özellikle Al karısı ve Lilith gibi varlıkları uzak tutmak için bir tür uyarıdır. Aynı zamanda, lohusa kadının yalnız kalmaması, birinin onun başında nöbet tutması ve ateşin sönmemesi gibi uygulamalar da, bu eski mitolojik varlıklardan korunmak için yapılan ritüellerdir. Kırmızı kurdele, kadınlar için bir güç simgesidir; doğum sonrası zayıflıklarını, yalnızlıklarını ve ruhsal karışıklıklarını atarak kendilerini yeniden güçlendirirler.

Sonuç: Mitolojiden Gelen Korunma Arzusu

Lohusa kadınların yalnız bırakılmaması ve kırmızı kurdele takılması, derin kökleri olan bir halk geleneği ve inanışıdır. Alkarısı ve Lilith gibi mitolojik figürler, kadınların doğum sonrası en savunmasız olduğu zamanlarda, onları korumak amacıyla bu tür geleneklerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu ritüeller, bir yandan toplumsal cinsiyet normlarının etkisiyle kadınları koruma amacı güderken, diğer yandan kadim inançlardan beslenen bir kültürün izlerini taşır. Kırmızı kurdele, hem kadınların hem de bebeklerinin bedensel ve ruhsal sağlığını korumak için kullanılan güçlü bir semboldür.

Lohusa kadınların neden yalnız bırakılmaması ile ilgili yazdığım yazıma da göz atmanızı öneririm:

Lohusa Kadın neden yalnız bırakılmaz diyanet


*Sitedeki bütün içeriğin sahibi https://www.annesininmelegi.com’dur.
Bu web sitesinde sunulan tüm bilgilerin (sınırlı kalmamak kaydıyla yazılı metinler, fotoğraflar ve diğer her çeşit bilgi dahil olmak üzere) maddi ve manevi hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında Annesinin Meleği’ne aittir. Annesinin Meleği’nin yazılı izni olmadan yukarıda sözü edilen bilgiler kopyalanamaz, değiştirilemez ve yayınlanamaz. Lohusalar neden kırmızı kurdele takar? Yeni doğum yapmış kadına kırmızı kurdele neden bağlanır. Lohusalık | loğusalık All material and immaterial rights of the information (including but not limited to the written texts, photos and all other information) given in this web- site are belong to Annesinin Melegi regarding to the Law no.5846 on Intellectual and Artistic Works. No one shall copy, amend and publish the above mentioned information without any written permission of annesininmelegi.com.

YORUM YAZ

Yorumunuzu giriniz
İsminizi giriniz