Sevgi dolu dokunuşlarınız ile bebeğiniz hep mutlu olsun!
Sevdiğiniz veya yanında iyi hissettiğiniz birisi elinizi tuttuğunda, size sarıldığında veya omzunuza dokunduğunda, kendinizi çok daha huzurlu ve rahatlamış hissetme durumu size tanıdık geldi mi?
Birisine 20 saniyeden uzun süre sarıldığınızda, beyinde “sosyal bağlanma”dan sorumlu oksitosin hormonu salgılanıyor ve böylece bu kişinin size daha çok güvenmesini sağlıyorsunuz. Son yıllarda yapılan çalışmalar oksitosin hormonunun, sevginin olduğu her yerde salgılandığını gösteriyor. Oksitosin anne-bebek buluşmasında, kucaklaşmasında zirveye ulaşıyor. Sarılmak, sevgiyi, güveni mutluluğu artırmanın ilk ve önemli adımı…
Anne karnından henüz dünyaya gözlerini açmış meleğiniz yeni çevresine alışmaya çalışırken en büyük destekçisi anne ve babasının sevgisidir.
Her yeni annenin birden fazla kere, hatta yüzlerce kere duyduğumuz ; “bebeğini sık kucaklama”, “alışırsa başa çıkamazsın” , “bırak ağlasın”, “ağlar ağlar susar” gibi ikazları, sıklıkla aile büyükleri kendi geçmişlerinde kalan hayat koşullarını temel alarak dile getirmektedir. Eskiden evlerde çamaşır, bulaşık vb. makinelerin olmaması, ziyaretçilerin sık sık, plansız veya habersiz ziyaretleri , ev nüfusunun kalabalık olması gibi nedenlerden dolayı, anneler gereğinden fazla sorumluluk üstlenmişler. Annelerimizin / anneannelerimizin ev işlerinden arta kalan zamanda bebeklerine ayıracakları süreleri kısıtlı olduğundan her istediğimizde kucağa alınamamışız 🙁 Günümüzde kısmen koşullar değişti. Annelere ev işlerinde, yemek yapımında yardımcı, hayatı kolaylaştırıcı birçok ev aleti var. Bebek bezleri kullan-at olduğu için bile sadece, anneyle bebeği birlikte sıkça vakit geçirebilir. Bebeğin istediği kadar; ne çok fazla koruyucu davranarak, ne de çok fazla mesafeli olarak, kucağınıza alıp koklamalı, sarıp sarmalamalı, yanında olduğunuzu hissettirmelisiniz.
Mutlu bir aileye sahip olmak için birbirinize sık sık sarılın
Yeni doğan bebekle birlikte ebeveynler karşılaştıkları zorlukları aşıp yeni yaşamlarına alışmaya çabalarken, bebeklerimiz de yeni gözlerini açtıkları dünyaya uyum sağlamak için bizim sarfettiğimiz çabanın kat ve kat fazlasını sarfediyor. Doğumla birlikte dünyaya gözlerini açan minik bebeğiniz, anne karnındaki sıcaklığı ve korunma duygusunu, alışık olmadığı yeni çevresinde de aramaya devam ediyor. İşte tam da bu dönemde, ona bol bol sevginizi göstermeniz ve hayata güvenle tutunmasını sağlamanız gerekiyor. Bebeğinizin dünyaya alışma ve uyum sürecinde kendisini anlayacak, yeni yaşam alanında da güvende hissetmesini sağlayacak, gereksinimlerini karşılayacak birilerine ihtiyaç duyar. Çoğu zamanda bunu ağlayarak talep eder 🙂 Bebeğinize sarılarak, öperek, dokunarak, hatta şarkılar söyleyerek göstereceğiniz sevginiz sayesinde, bebeğiniz daha sakin, daha mutlu ve huzurlu büyür. Üstelik bu gösterdiğiniz sevgi, siz anne-babalara da harika bir mutluluk ve haz verir.
Bebekler sırf acıktıkları, altlarını kirlettikleri, gazları olduğu ya da başka bir sağlık sorunları var diye ağlamazlar. Bebekler kendilerini güvende hissetmek, annelerine dokunmak, kokusununu ve sıcaklığını duymak için de ağlarlar ve kucaklanma gibi basit bir çözümle rahatlarlar.
İlk bir yıl, bebeği her istediğinde kucaklamak, sevgi dolu sakin bir ses tonuyla ninniler söyleyerek; Ona, annen baban olarak biz senin yanındayız, ağlamalarına duyarlıyız ve ihtiyaçlarını önemsiyoruz mesajını verdiğiniz zaman çocuğun özgüveni ve ebeveynleriyle arasındaki iletişim köprüsü çok sağlam kurulacaktır.
Her bebeğin ağlama sıklığı ve kucaklanma isteği farklıdır. Geçirilen hamilelik sürecine, bebekle anne arasındaki diyaloğa, ailenin yapısına göre kimi bebek az, kimi bebek daha çok güven ihtiyacı, kucaklanma isteği gösterebilir. Yine kimi bebekler temastan daha fazla hoşlanır. Bebekler temel ihtiyaçlarının karşılanası dışında da anne kucağını isterler. Zamanla bebeğinizin kişilik yapısını ve taleplerini daha iyi anlayacaksınız. İlk zamanlarda eğer bebeğin sevgi, temas ihtiyacını yeterince kucaklayarak, emzirerek karşılarsanız bir süre sonra özgüveni ve ebeveynlere karşı güveni oluşan bebek artık kendi kendine vakit geçirmeyi de öğrenebilir.
Özellikle oturmaya başladıkları 6-7 aylardan sonra kucaklanma istekleri ve ihtiyaçları azalacaktır. Bazen de 6-7. aylarda yabancıları yadırgama fobisi oluşabilir. 6-7. aylarda de geçici bir güven ihtiyacı artabilir. Bu dönemlerinde hakkıyla sevgi ve kucaklanma tatmini yaşayan bebekler, daha sonra kendi kendine vakit geçirebilen çocuklar olacaktır. Çünkü kendi başına oynadığında, bir şeye ihtiyacı olduğunda nasıl olsa birinin ona yardım edeceğini bilir ve güvenir, tedirginlik yaşamaz. Bebeğini emziren anneler, emzirirken bebeğiyle sıkça temas etmektedir. Emzirmeyen annelerin, bebeğini kucağa alma ve sarılma gibi sevgi gösterilerini daha sık yapması gerekir.
Uyku eğitimleri sırasında; bebeğinizi ağladığında hemen kucağa almazsanız, bebeğiniz bir süre ağlar ama bir süre sonra kendi kendine uyumayı öğrenir öğretisiyle uyku eğitimleri verilmekte. Evet, çocuk belki bu şekilde uyumayı öğrenir. Fakat bilmediğimiz kısımda, ruhun da, annem ve babam bana duyarlı değil, yardım çağrılarıma kulak asmıyor gibi izler bırakabilir. Bebeğinizin ilk bir yılı anneye güvenli bağlanma dönemidir. İlk yılın 6-8 ayında yabancıları yadırgama döneminde güven duygusu ve sevgi ihtiyacının en iyi şekilde karşılanması, uzun vadeli sonuçlar açısından çok önemlidir. Aile içinde tatmin edilen sevgi ve güven ihtiyacı, bebeğin ruhunu yeterince beslediği zaman, özellikle 2 yaş sonrası bağımsız hareket edebilen, dışa dönük ilişkiler kurabilen çocuklar yetişmesi için önemlidir. Sevgiyle ve güven hissiyle büyütülen çocuklar etrafına karşı güven ya da tehdit sorunu yaşamaz.
Çocuklarımızın her talep ettiğini satın alacak gücümüz olmayabilir. Ama sevginin, kucaklamanın, sarılmanın miktarı, ücreti, tükenme sorunu, kısıtlaması olmaz. Çocuklarımıza sevgiyi sunmaktan kaçınmayalım. Mutlu bir gelecek sevgiye yapılan yatırımlarla mümkündür.
Doğum sonrası ve yenidoğan bebek bakımına yönelik hazırladığımız yazılarımıza da gözatın:
Bebeğinizin düzenli uyku alışkanlığı edinmesi için bilmeniz gerekenler…
Göğüs Ucu yaraları nasıl önlenir? Meme ucu çatlakları nasıl tedavi edilir?
Bebekli hayatta ilk 40 gün ve yenidoğan bakımı için öneriler…
Bebeğiniz için mutlaka bir dönence alın.. neden mi? Gaz sorunundan kurtulmak için.. mutlaka okuyun!!
*Sitedeki bütün içeriğin sahibi https://www.annesininmelegi.com’dur.
Bu web sitesinde sunulan tüm bilgilerin (sınırlı kalmamak kaydıyla yazılı metinler, fotoğraflar ve diğer her çeşit bilgi dahil olmak üzere) maddi ve manevi hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında Annesinin Meleği’ne aittir. Annesinin Meleği’nin yazılı izni olmadan yukarıda sözü edilen bilgiler kopyalanamaz, değiştirilemez ve yayınlanamaz. lohusalık karabasan lohusa kadın psikolojisi. Lohusa kadın neden yalnız bırakılmaz? Lohusa kadına eşi ve yakınları nasıl davranmalı? Lohusa kadına eşi nasıl davranmalı? Lohusalık Süreci ve lohusa kadının eşine ve çevresine öneriler… Lohusalık | loğusalık bebek bakımı bebek gelişimi anne sağlığı All material and immaterial rights of the information (including but not limited to the written texts, photos and all other information) given in this web- site are belong to Annesinin Melegi regarding to the Law no.5846 on Intellectual and Artistic Works. No one shall copy, amend and publish the above mentioned information without any written permission of annesininmelegi.com.
Güven, özgüven, sevgi ve iletişim açısından çok önemli anne bebeğin dokunsal teması.Benim de çok dikkat ettiğim ve üzerinde durduğum bir konu. Harika bir yazı olmuş, umarım tüm annelere ışık olur.